15 Mar 2010

Haftanın En'leri

Bu yazıdaki ilk ve en önemli kriter hafta sonu oynanan karşılaşmaların zorluğu, ikincisi ise önlerinde bulunan hedef ve bu hedef doğrultusunda güçlü rakiplerini geçebilme başarısı olacak. Bu bağlamda "Haftanın En'leri" bölümünü oyuncu bazında değil, takım endeksli değerlendirmek daha doğru olacaktır...
Bayer Leverkusen
Son 3 haftada toplayabildiği 2 puan ile liderlik koltuğunu Bayern München'a bırakan Bayer Leverkusen, bu hafta sahasında ağırladığı güçlü rakibi Hamburg'u 4-2 gibi bir skorla mağlup ederek şampiyonluk yarışında tam gaz devam edeceğinin sinyalini hem Gelsenkirchen'e hem de München'e göndermiş oldu. Yalnız Leverkusen'ın bu yarışa devam edebilmesi için önündeki zorlu fikstürü başarıyla atlabilmesi gerek. Zira sırasıyla Dortmund(A), Schalke(H), Frankfurt(A) ve Bayern München(H) ile oynayacaklar. Bu dört maçtaki rakiplerin ikisinin şampiyonluk, diğerinin ise şampiyonlar ligi bileti kovalaması onlar için pek tabii zorluk derecesinin artmasının başlıca sebebi olacaktır.
Schalke 04
Schalke takımı açıkçası beklenilenin ya da en azından benim beklentilerimin üzerinde bir konumda yer alıyor şu an Bundesliga'da. Bana kalırsa bunun oluşmasındaki en önemli etkenlerin başında Felix Magath faktörü geliyor. Haftanın açılış maçında Stuttgart'ı konuk eden Schalke, rakibini ikinci yarıda bulduğu gollerle 2-1 ile geçti. Bu demek oluyor ki şampiyonluk yarışı üç ekip arasında geçmeye devam edecek. Açıkçası hemen 2 puan önünde bulunan Bayern München'ın hala üç kulvarda mücadele ediyor oluşu Schalke için avantaj unsuru. Schalke ise iki kulvarda (Pokal ve Bundesliga) yoluna devam ediyor. Zira haftaya Salı günü kupada Bayern ile karşılaşacaklar. Tıpkı Leverkusen'ın fikstüründe bahsettiğim gibi Schalke için de ufukta zorlu viraj görünüyor. Sırasıyla Hamburg(A), Leverkusen(A) ve Bayern München(H) takımlarıyla oynayacaklar. Bundesliga'da öyle bir fikstür var ki şu an evlere şenlik. İlk 3 takım 3 hafta içinde birbirleriyle oynuyorlar ve aynı 3 takımın diğer maçları da pek kolay olacağa benzemiyor.
Ajax
Haftaya 61 puanla giren Ajax, sezonun şampiyonluk adaylarından 65 puanlı PSV Eindhoven'ı ağırladı. Ajax, bir bakıma tamam/devam niteliği taşıyan maçı 4-1 gibi farklı bir skorla kazanarak şampiyonluk yarışında PSV ve Twente'yı izleyeceğini göstermiş oldu. Avrupa'nın vasat bir ligi olan Eredivisie'de Ajax'ın fikstürünü baktığımızda artık önlerinde kendilerini bu denli zorlayabilecek maçın kalmadığını görüyoruz. Pek tabii Ajax'ın muhteşem olmayan kadrosu bu maçları kaldırıp yola devam edebilir mi sorusu akıllara gelecektir zaman zaman fakat bu soruların muhatabı Jol gereken cevabı verecektir diye düşünüyorum. Özellikle bu haftasonu oynanacak PSV - Twente maçının skoru her ne olursa olsun Ajax'ın işine gelebilir fikstür avantajlarını göz önünde tuttuğumuzda. Tabii Ajax'ın bunları avantaja çevirmesi Waalwijk gibi vasatın altında takımlarla oynadığı maçları kayıpsız atlatmasından geçiyor...
Barcelona
La Liga üçüncüsü Valencia'yı Camp Nou'da ağırlayan Barcelona maça tutuk başladı desek yeridir. Özellikle Valencia'nın sık sık Barça kalesini yoklaması Catalanlar için zor bir maç olacağı havası vermişti. Fakat ikinci yarıya hızlı başlayan Barcelona Messi ile golü bularak biraz olsun rahatladı. Maçın kırılma anı ise Zigic'in Valdes ile karşı karşıya kalıp kaçırdığı pozisyondu dersek yanlış olmaz. Çünkü pozisyonun hemen akabinde Valencia'nın 10 kişi kalması artık maçın zor kısmının Barcelona adına atlatıldığının göstergesi oldu. Lionel Messi'nin insan üstü yeteneğini hat-trick ile taçlandırması maçı Barcelona'ya getirdi. Zorlu bir rakibi geride bırakan Barcelona'nın fikstürüne baktığımızda, 11 Nisan'da karşılacağı Real Madrid deplasmanı ligin şampiyonluk adına kader maçı olacak hiç şüphesiz. Real Madrid'in şampiyonlar liginden elenmesinin ardından La Liga'ya daha yoğun konsantre olacağını düşünürsek, Barcelona'nın işinin daha zor olduğu ancak herkesin bildiği gibi bu kadronun her kulvarda mücadele edip başarıya ulaşabilecek kapasitede olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir.

Hiç yorum yok:

Bunlar Da İlginizi Çekebilir