3 Mar 2010

Leighton Baines: Kritik Zamanlar


Everton'ın bir zamanlar yetenekli şimdi ortalama sol beki Leighton Baines, Mısır maçı için Don Capello'dan daveti almayı başardı. Önce Ashley Cole'un sakatlığı sonra Wayne Bridge'in Terry gibi bir adamın olduğu takımda olmak istememesi sonrası Warnock'la birlikte en büyük adaydı. Don Capello'nun sisteminde önemli bir yeri olan sol bekin Afrika'da önemi büyük. Zira orta sahayı kalabalık tutarken beklere de savunma kadar hücum görevi de veren bir sistem var. Ashley Cole bunu kusursuz uyguluyordu. Fabio Capello elbette ki Leighton Baines'dan Ashley Cole verimi beklemeyecektir. Hatta Baines'ın görevlerini ve yapması gerekenleri daha sınırlı tutacaktır. Kimbilir Mısır maçından sonra Gareth Barry'i oraya kaydırır ama Barry'nin de Baines'dan daha iyi sol bek oynayacağını sanmıyorum. Orta sahada seçenekleri fazla olan İngiltere, oraya Carrick'i, Jenas'ı monte edip dediğimiz gibi Barry'i oraya kaydırır. Bütün ihtimaller Ashley Cole'un yetişememesi veya maç kondisyonuna ulaşamaması durumunda geçerli. Yine de Leighton Baines, İngiltere kupayı alamazsa başarısızlık sebeplerinin başında yer alır kamuoyu tarafından. Başarılı olursa da büyük bir takımla sözleşmesini imzalar, taraftarın da gözbebeği oluverir. Yine de gerçek olan bir şey var, Baines'ın bu kısa zamanda çabuk uyum sağlaması, oyununu çeşitlendirmesi ve kondisyonunu artırması lazım. Kariyerinin en kritik 1 ayını yaşayacak Haziran'da!

1 Mar 2010

Vancouver 2010: Kanada Bir Başka

Vancouver 2010 tek kelimeyle müthişti aslında. Her farklı dalda ayrı bir heyecan vardı ve Kanada bu tür büyük organizasyonları o kadar güzel organize ediyor ki, her ülkenin örnek alması lazım diye düşünüyorum. Kanada'nın diğerlerine göre en büyük farkı, insanlarının sporun her türüne medeni ve içten yaklaşması. İster Alp disiplini olsun, ister buz hokeyi, ister artistik patinaj, bayan-bay farketmeden hepsine katılım yüksekti bununla beraber coşkulu geçti.

Ben izlemeyenler veya kaçıranlar için izlemelerini tavsiye ederim ayırt etmeksizin. Belki TRT 3 diğer olimpiyatlarda yaptığı gibi bunu da ara sıra bant tekrarlarıyla verebilir belli olmaz. O olmazsa torrentlere düşeceğine eminim, edinmekte fayda var. Başlıkta "Kanada Bir Başka" diye bir cümle var farkettiyseniz. Onu hem organizasyonu başarıyla düzenledikleri, hem de Kanadalı sporcular adına bol madalyalı bir kış olimpiyatı geçtiği için düştüm aslında. Genel madalya sıralamasına baktığımızda ABD ve Almanya Kanada'nın önünde olsa da, en fazla altın madalya toplayan ülke Kanada oldu. Genel sıralama şu şekilde oluştu;

PSG 0-3 O.M.



Parisienler üzülmeye devam ediyor. En azından taşralılara yenilmediler! Ancak ilk golü atan Ben Arfa onları üzmüş olsa gerek. Giuly ve Erding'le buldukları birkaç pozisyonda da Mandanda'yı aşamadılar. Marseille üst düzey bir futbol olmasa da, derbinin kuralına uyarak az hatayla basit oynadılar ve kazandılar. Deschamp'ın öğrencileri zirveyle arasını 1 maç fazlayla 3 puana indirdiler. Lyonnais'la birlikte Bordeaux'nun peşindeler.

The League Cup Show: Man.Utd 2-1 Aston Villa


Maça iki takımda kontrol ve rakibini tartmayla başladı. Fakat, kontraatağa uygun Villans, ilk ara topunda penaltıyı yaptırttı. Maçın hakemi cesur olsa burada Vidic'e kırmızıyı çıkartır ve United gerçekten büyük bir krize sürüklenebilirdi. Penaltıyı James Milner'la gole çeviren Villa, biraz geriye yaslanayım, ilk yarıyı bu skorla kapatayım diye düşünmeye bile fırsat bulamadan Owen henüz 4 dakika sonra, 12. dakikada kendi tarzıyla karşı karşıya pozisyonda köşeyi bulunca maç eşitlendi. Eksiklerine ve dinlendirme anlayışıyla ideal 11'iyle sahada olmayan United bu dakikadan sonra baskıyı yavaş yavaş kurdu. Park, Berbatov, Valencia ve Owen'la çeşitli tehlikelerde yarattı. Böyle bir pozisyonda sakatlanan Owen'ın yerine 40. dakikada Rooney sahaya girdi. Bu dakikalarda kontra arayan fakat başarılı olamayan Villa, belki O'Neill'ın isteğiyle belki istemdışı iyice geriye yaslandı, işin kötüsü sindi de. Brad Friedel'ın başarılı oyunuyla golü bulmakta zorlanan United, 75. dakikada o sorunu da çözünce kupayla arasında sadece 15 dakika vardı. Son dakikalarda saldırmaya çalışan fakat Dunne'la 90+3'de bulduğu pozisyon harici bunda da pek başarılı olamayan Villa ve O'Neill, United'un bu kupayı üstüste ikinci defa kaldırmasına mani olamadı. Böylece şehrin mavi yakası parayı harcarken, kırmızı yakası kupaları birer birer kaldırmaya devam ediyor.

28 Şub 2010

Kurbanın Adı: Aaron Ramsey

Öncelikle herhangi bir sporcunun, futbol, basketbol veya bir diğeri farketmez, bu tip kazalara kurban gitmesi içimi acıtıyor. Hele ki bu sporcu daha çok genç ve bir o kadar da yetenekli ise bu durum iki katına çıkıyor... Aaron Ramsey'nin maçın 66. dakikasında Ryan Shawcross ile girdiği pozisyon sonrası ayağı kırıldı. Videoda da görüleceği üzere aslında Shawcross'un darbesinden hemen önce Ramsey'nin ayağı esniyor/burkuluyor ve kırılma orada gerçekleşiyor. Shawcross kırmızı kartla oyundan atıldı ve doğru karardı çünkü yine de kontrolsüz bir tekmesi var. Ancak dediğim gibi kırılmaya sebep olan yalnızca Shawcross değil. Son gelen rapora göre en az 1 yıl sahalardan uzak kalacak. Toparlanma sürecini de eklersek, ne gerek vardı ki şimdi buna? Umarım bu yetenek bir an evvel geri döner ve kendisini tekrar izlettirir.

Paris Saint-Germain vs. Olympique Marseille


PSG : Edel - Jallet, Z. Camara, S. Traoré veya Armand, Ceara - Giuly, Makelele, Clément, Luyindula veya Chantôme - Hoarau, Erding

Marseille : Mandanda - Bonnart, So. Diawara, Mbia, Heinze - E. Cissé, Lucho, Be. Cheyrou - Valbuena, Niang, Ben Arfa.

PSG, kendi evinde Avrupa ümitlerini artırmak, Marseille ise şampiyonluk yarışından kopmamak için oynayacak. Fransa'nın bu en büyük derbisinde Marseille taraftarları, güvenlik dolayısıyla olmayacak. Sadece tribünlerin ateşi için bile seyredilebilir aslında.

Geceyi Futbolla Bitiririm Dersen...

Pazar gününü futbolla kapatırım diyenler için...
Atletico Madrid - Valencia 22.00 NTV Spor
PSG - Marseille 22.00 Kanal A
Sporting Lisbon - Porto 22.15 Futbol Smart

Wembley Weekend First 11's Man.Utd vs. Aston Villa


Aston Villa: Friedel, Dunne, Downing, Young, Milner, Agbonlahor, Heskey, Petrov, Cuellar, Warnock, Collins.

Manchester United: Kuszczak, Rafael, Vidic, Evans, Evra, Valencia, Fletcher, Carrick, Park, Owen, Berbatov.

Angel "Tri" Maria

Dün Leixoes deplasmanından 0-4 galibiyetle dönen Benfica'nın göze batan ismi Angel Di Maria idi. Saviola'nın açtığı perdeyi hattrick yapan Di Maria kapadı. Hal böyle olunca Portekiz'de hemen hemen tüm spor gazeteleri Angel Tri Maria olarak geçmişler manşeti.

Bank Asya 1.Lig Bambaşka: Hacettepe 1-1 Giresun

Bugün bir farklılık yapıp Gençlerbirliği-Ankaragücü maçına değil Hacettepe-Giresun maçına gittik. Tavsiye ediyorum, bütün futbolseverler 1.Lig'den maçlara gitmeli. Maçın notlarına gelirsek;
-Maçın hakemi Özgür Yankaya'nın 1. lig tecrübesi var.
-Takımların bir önceki karşılaşmaları Ziraat Türkiye Kupası'ndaydı ve Giresun 2. yarı bulduğu gollerle 2-1 galip gelmişti.
-Hacettepe ligde kalma, Giresun ise play-off'a kalmanın peşinde.
-Maç öncesi anketlerinde Hacettepe taraftarı takımlarının kaybedeceğine inanıyordu. Beraberlik diyen ise sadece %6.
-Maç Ankara'nın en köhne stadı Cebeci İnönü'deydi.
-Hakemlerden yana dertli olan Giresun, son 6 haftada 13 puan toplayarak büyük bir çıkışta, Levent Eriş'in ekibinde tek eksik Kürşat Ergun.
-Deplasman Anadolu'da tam bir çile. Giresun taraftarlarının stad önünde tahmini sayısı 3000-3500 arası. Stadda da bir maraton tribünü komple kapattılar. Hacettepe'nin ise 100-150 civarında taraftarı vardı. Maça 1 saat kala bilet satışının başlamamasını ise nasıl yorumlayacağımı bilemiyorum.
-Zemin yağmur yüzünden çok ağır. Yavaş defanslar için seken toplar büyük problem oluşturdu.
-Dk.4'e kadar Hacettepe temkinli, Giresun ise agresifti. Bu dakika Steau Bucarest'ten alınan Ricardo Pedriel önce son defans adamını, sonra kaleciyi geçti 2 metreden topu auta vurdu.
-Dk.8'de Pedriel ceza yayında göğsüyle topu kontrol etti. Hacettepe'nin 3. kalecisi konumunda ki Ercüment gençliğine rağmen çeviklikten yoksun olunca köşeye giden top gol oldu 0-1.
-Giresun orta sahada baklava oynuyor. Giresun ön liberosu Ramazan Sal devre arasında Bursaspor'dan kiralık olarak gelmiş. Temposu, pasları ve oyun görüşüyle açıkça öne çıkıyor, göze batıyor. Orta sıra Anadolu takımlarında çok rahat forma bulur. Murat Yakın'a yakın bir oyunu var.
- İlk 40 dakika'da Giresun daha fazla atabilirdi. Kaçırılan net 3 gol pozisyonu var. Ancak kaleyi bulan şut 1.
-Fabiano etkisiz, Bülent Bölükbaşı ise futbolu bıraktığı için Pedriel istediği topları alamıyor. Kumaşı var ama etrafındakilerle bir şeyler yapabilmesi çok güç.
- Dk. 41 'de Giresun defansında Özgür Bayer'in de hatalarını kapatan, etkili oynayan Gencer'in geri pası kısa ve yavaş olunca Serhat pozisyonu buldu ama kaleci Ramazan golü önledi.
-Giresun dk.55'de önce Bülent'le sonra Ricardo Pedriel'le müsait pozisyonları kaçırdı. Kaleci 2 pozisyonda da etkili kurtarışlar yaptı. Kornerden sonra kontra bulan Hacettepe, Özgür Bayer'in etkili müdahalesiyle pozisyondan yararlanamadı.
- Dk.56 ve 68'de iki net pozisyonu daha harcayan Hacettepe, 68'de bir de kontra yedi. Pedriel'in Bülent'e attığı top geçse penaltı noktası üzerinde golü yapabilirdi.
-Dk.70 İki Takımda ya final paslarında, ya pozisyonu bitirirken başarısız. Bol gollü olacak maç hala 0-1.
-Dk.80'de organize gelen Hacettepe, ceza sahası sağ çaprazında Serhat'ın ayağından yakın köşeye giden topla 1-1'i yakaladı. Giresun defansı ve orta sahası Pedriel'in golünden sonra geriye çok yaslanmıştı. Golün geleceği açıktı.
-90+1'de bir pozisyondan daha faydalanamayınca Hacettepe maç 1-1 sona erdi. Bu sonuç ikisine birden yaranamadı. Maç çok açık bir şekilde Hacettepe'nin hakkıydı, Giresun 1 puana dua etmeli.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir