26 Mar 2010

Pic Of The Day: La Juve Fa Pena

TuttoSport'un Juve ile ilgili manşeti şu şekilde; La Juve Fa Pena. Yani "Juve üzgün" diye çevirebiliriz. Napoli bugün ağır derslerden birini verdi, bu sezon bu tip derslere alışık olan Juve'ye. Juventus'u 0-1 geriden gelerek 3-1 ile geçen Napoli, puan tablosunda 45'e ulaşarak Juve ile eşitlendi. Hadi Avrupa Ligi'ni önemsemediniz, bize göre değil burası dedikten sonra Fulham gibi vasat bir takımdan 4 yiyip elendiniz anlıyorum da, İtalya'da kuzey-güney kavramının ne denli önemli olduğu deplasmanlardan birine çıkıp, öne geçip 3 tane yemenin açıklaması ne olabilir acaba?
Napoli'yi severim ki sırf bu sebepten dolayı karşılaşmanın sonucuna sevindim. Maçı seyrettim ama yarım yamalak, o yüzden maç analizine kalkışmayacağım. Maçla ilgili ufak bir not; Marek Hamsik'in kaçırdığı penaltıdan sonra bulduğu ilk pozisyonda golü atması ve sevincini formasını "oh be, lanet gitti" edasıyla silkmesi güzel bir ayrıntıydı. Son olarak, bravo Napoli!

22 Mar 2010

Özhan Canaydın'ı Kaybettik


Özhan Canaydın'ı Kaybettik

Son nefesine kadar yüreği Galatasaray sevdasıyla çarpan,

eski Başkanlarımızdan, değerli spor adamı

ÖZHAN CANAYDIN

vefat etmiştir.

Merhuma Tanrı'dan rahmet dileriz.

Başta kederli ailesi olmak üzere camiamızın başı sağolsun.

Galatasaray Spor Kulübü


Kaynak

Acıların Çocuğu: David Alaba


Genç yetenekleri acımasızca eleştirir kimileri. Yaşına, tecrübesizliğine ve o anki duruma bakmadan yerden yere vururlar... Ben özellikle genç isimlere bu şekilde yaklaşan biri değilim, öncelikle bunu belirtmeliyim diye düşünüyorum.

Başlığa konu olan David Alaba'ya Frankfurt maçından önce yalnızca FM'den aşinalığım vardı doğrusu. Onun dışında sahalarda ilk kez izleme fırsatı yakalamıştım Frankfurt karşısında. Maç sonrası bu çocuğun asıl mevkisi sol bek değildir canım diye düşünmedim değil onca hata sonrası fakat görünen o ki bu çocuk hem defansif hem de orta sahaya dönük oynayabilen bir futbolcu olabilme çabasında. Hiç değilse bilgiler bu şekilde etrafta.

Dediğim gibi gençleri giyotinle tanıştırmak yerine daha çok zaman verilmeli diye düşünüyorum ki Van Gaal de Alaba'yı oynatarak bu şekilde düşünmüş olabilir, hazır o bölgede eksik varken. Neyse, David Alaba 1992 Viyana doğumlu, Austria Vienna'dan Bayern'in altyapısına geçiyor geçtiğimiz yıl. Bu sezon ise Frankfurt karşısında ikinci maçına çıkıyor. Ancak o kadar hatadan sonra dünyası başına yıkılmış olmalı bu çocuğun. Zira Butt'u düşünerek yaptığı gereksiz geri pas hatası sonrası Louis van Gaal çıldırmıştı kulübede.
İlk goldeki hatasıyla kalsa iyi, ikinci golde ise Fenin'i öyle savundu ki, daha doğrusu öyle savunamadı ki Alaba öküz, Fenin ise tren, kalede görülen ikinci gol... Frankfurt adına ikinci golün özeti bana göre bu şekildeydi. Hani bazı genç yetenekler vardır izlersiniz, top ayağında olmadığı dakikalarda hareketlerine bakarsınız, topsuz alanda aldığı pozisyonlar gözünüze batar vs. kısacası bu çocukta kumaş var, geleceği parlak gibilerinden bir yorum yaparsınız. Hiç kusura bakmasın ancak bu Alaba'da ne kumaş var ne de bir ışık. Ben ki bir iki maçta, hele ki genç bir futbolcuya önyargıyla yaklaşmayan biriyken kendisi hakkında böyle düşünmemi sağladığı için kendisine teşekkür ediyorum.

Bu konuda çeliştiğim en önemli isim ise Mehmet Scholl ve Avusturya milli takımı kurmayları. Kurmay lafı ne eblek bir kelime, biliyorum fakat en doğru kullanım bu olacak gibi geldi. Bu çocuk A Milli takıma kadar yükselmiş ve Scholl Alaba'da ışık olduğunun en önemli savunucusu Bild'e göre. Aslında tohumunda Filipin kanı var, belki bu yüzden futbol konusunda itici geliyor olabilir bana, bilemiyorum.

Van Gaal'in bu oyuncuya bir daha şans verip vermeyeceğini merakla bekleyeceğim ve eğer verirse ne gibi bir verim alacak onu da izlemek isterim. Son olarak David aç kulağını beni dinle evlat; doğduğun yer tam sana göre futbol konusunda. Viyana'nın herhangi bir kulübünden bir cacık olmayacağı gibi, senden de pek bir şey olmaz, zifirisin, ışık falan yok kusura bakma. Austria Vienna tarzı kulüpler seni paklar, kal sağlıcakla...

Bunlar Da İlginizi Çekebilir