19 Mar 2010

Hakem Beğenmeyenlere Gelsin


Bu ilginç karar geçtiğimiz hafta Galler Süper Ligi'nde oynanan Airbus UK - Port Talbot Town karşılaşmasından. Olay kısaca şöyle; Airbus UK takımından bir oyuncu serbest vuruş kullanacak fakat rüzgar izin vermiyor. Böyle durumlarda ne yapılır? Topu olması yerine tekrar koymak için elle ya da ayakla kontrol edilir değil mi? Matty Woodward da aynen dediğimizi uyguluyor ancak nasıl hakem olabildiği tartışma konusu bile olabilecek Carmelo Lo Foro ikinci sarı kartın ardından kırmızı kartla Woodward'u oyundan ihraç ediyor, izleyelim.

Buradan çıkarılabilecek diğer bir sonuç ise bu tip liglere bahis oynarken tekrar tekrar düşünmenin faydalı olacağıdır, e anlayana tabii.

Şampiyonlar Ligi: Çeyrek Finaller


Lyon - Bordeaux
Bayern München - Manchester United
Arsenal - Barcelona
Inter - CSKA Moscow

Açıkçası hiç istediğim gibi geçmeyen bir kura oldu. Ne gerek vardı şimdi Arsenal ile Barcelona'nın kapışmasına? Ben Arsenal'ın en az bir tur daha devam etmesi taraftarıydım fakat artık işleri zor, hem de hayli zor.

Lyon - Bordeaux eşleşmesi ise ne biliyim buna da pek gerek yoktu yahu! Lyon ile Bayern, Bordeaux ile Man Utd eşleşseydi bari diye hayıflanıyorum kendi kendime ama neyse artık.

Bayern München'in karşısında Viola olmayacak bu kez. Hatta o kadar şanslı olacaklarını, hakem kararlarının turu geçmelerinde olumlu bir faktör olabileceğini bile düşünemiyorum ki öyle olsa dahi artık pek işe yaramayacaktır.

Inter yine Rusya'dan çekti birini. Rubin kadar zorlayamazlar Inter'i gibi geliyor bana. Ancak yine de temkinli olmakta fayda var. Inter bu, yukarıları gördüğü tarihi hatırlayan var mı? Mourinho ile aldılar başlarını gidiyorlar. CSKA, çekebileceklerinin en iyisiydi kendileri adına fakat yarı finale çıktıkları taktirde Arsenal - Barcelona galibi ile oynayacakları için final görebileceklerini sanmıyorum. Şampiyonlar liginde Inter için yarı final görmek ne aman aman büyütülecek, ne de elenirseler ah vah şeklinde üzülünecek bir durum.

15 Mar 2010

Haftanın En'leri

Bu yazıdaki ilk ve en önemli kriter hafta sonu oynanan karşılaşmaların zorluğu, ikincisi ise önlerinde bulunan hedef ve bu hedef doğrultusunda güçlü rakiplerini geçebilme başarısı olacak. Bu bağlamda "Haftanın En'leri" bölümünü oyuncu bazında değil, takım endeksli değerlendirmek daha doğru olacaktır...
Bayer Leverkusen
Son 3 haftada toplayabildiği 2 puan ile liderlik koltuğunu Bayern München'a bırakan Bayer Leverkusen, bu hafta sahasında ağırladığı güçlü rakibi Hamburg'u 4-2 gibi bir skorla mağlup ederek şampiyonluk yarışında tam gaz devam edeceğinin sinyalini hem Gelsenkirchen'e hem de München'e göndermiş oldu. Yalnız Leverkusen'ın bu yarışa devam edebilmesi için önündeki zorlu fikstürü başarıyla atlabilmesi gerek. Zira sırasıyla Dortmund(A), Schalke(H), Frankfurt(A) ve Bayern München(H) ile oynayacaklar. Bu dört maçtaki rakiplerin ikisinin şampiyonluk, diğerinin ise şampiyonlar ligi bileti kovalaması onlar için pek tabii zorluk derecesinin artmasının başlıca sebebi olacaktır.
Schalke 04
Schalke takımı açıkçası beklenilenin ya da en azından benim beklentilerimin üzerinde bir konumda yer alıyor şu an Bundesliga'da. Bana kalırsa bunun oluşmasındaki en önemli etkenlerin başında Felix Magath faktörü geliyor. Haftanın açılış maçında Stuttgart'ı konuk eden Schalke, rakibini ikinci yarıda bulduğu gollerle 2-1 ile geçti. Bu demek oluyor ki şampiyonluk yarışı üç ekip arasında geçmeye devam edecek. Açıkçası hemen 2 puan önünde bulunan Bayern München'ın hala üç kulvarda mücadele ediyor oluşu Schalke için avantaj unsuru. Schalke ise iki kulvarda (Pokal ve Bundesliga) yoluna devam ediyor. Zira haftaya Salı günü kupada Bayern ile karşılaşacaklar. Tıpkı Leverkusen'ın fikstüründe bahsettiğim gibi Schalke için de ufukta zorlu viraj görünüyor. Sırasıyla Hamburg(A), Leverkusen(A) ve Bayern München(H) takımlarıyla oynayacaklar. Bundesliga'da öyle bir fikstür var ki şu an evlere şenlik. İlk 3 takım 3 hafta içinde birbirleriyle oynuyorlar ve aynı 3 takımın diğer maçları da pek kolay olacağa benzemiyor.
Ajax
Haftaya 61 puanla giren Ajax, sezonun şampiyonluk adaylarından 65 puanlı PSV Eindhoven'ı ağırladı. Ajax, bir bakıma tamam/devam niteliği taşıyan maçı 4-1 gibi farklı bir skorla kazanarak şampiyonluk yarışında PSV ve Twente'yı izleyeceğini göstermiş oldu. Avrupa'nın vasat bir ligi olan Eredivisie'de Ajax'ın fikstürünü baktığımızda artık önlerinde kendilerini bu denli zorlayabilecek maçın kalmadığını görüyoruz. Pek tabii Ajax'ın muhteşem olmayan kadrosu bu maçları kaldırıp yola devam edebilir mi sorusu akıllara gelecektir zaman zaman fakat bu soruların muhatabı Jol gereken cevabı verecektir diye düşünüyorum. Özellikle bu haftasonu oynanacak PSV - Twente maçının skoru her ne olursa olsun Ajax'ın işine gelebilir fikstür avantajlarını göz önünde tuttuğumuzda. Tabii Ajax'ın bunları avantaja çevirmesi Waalwijk gibi vasatın altında takımlarla oynadığı maçları kayıpsız atlatmasından geçiyor...
Barcelona
La Liga üçüncüsü Valencia'yı Camp Nou'da ağırlayan Barcelona maça tutuk başladı desek yeridir. Özellikle Valencia'nın sık sık Barça kalesini yoklaması Catalanlar için zor bir maç olacağı havası vermişti. Fakat ikinci yarıya hızlı başlayan Barcelona Messi ile golü bularak biraz olsun rahatladı. Maçın kırılma anı ise Zigic'in Valdes ile karşı karşıya kalıp kaçırdığı pozisyondu dersek yanlış olmaz. Çünkü pozisyonun hemen akabinde Valencia'nın 10 kişi kalması artık maçın zor kısmının Barcelona adına atlatıldığının göstergesi oldu. Lionel Messi'nin insan üstü yeteneğini hat-trick ile taçlandırması maçı Barcelona'ya getirdi. Zorlu bir rakibi geride bırakan Barcelona'nın fikstürüne baktığımızda, 11 Nisan'da karşılacağı Real Madrid deplasmanı ligin şampiyonluk adına kader maçı olacak hiç şüphesiz. Real Madrid'in şampiyonlar liginden elenmesinin ardından La Liga'ya daha yoğun konsantre olacağını düşünürsek, Barcelona'nın işinin daha zor olduğu ancak herkesin bildiği gibi bu kadronun her kulvarda mücadele edip başarıya ulaşabilecek kapasitede olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir