3 Şub 2010

Bir Takımın Düşüşü: Heerenveen

Bugün unuttuğumuz bir takım hakkında birkaç şey karalamak istiyorum. Eredivisie'nin ilk 5 gediklisi Heerenveen! 1999/00 sezonundan bu yana sürekli yukarıda gördüğümüz kulüpte bu sezon bir takım farklılıklar göze çarpıyor. 2009/10 sezonuna Daniel Pranjic'i Bayern Münih'e gönderip başlayan Heerenveen, uzun süredir ligde bu kadar geriye düşmemişti. Dolayısıyla bu durum benim de ilgimi çekti.

Son 5 yılın Eredivisie verilerine baktığımızda;
2004/05 60 puan ile 5.
2005/06 50 puan ile 7.
2006/07 55 puan ile 5.
2007/08 60 puan ile 5.
2008/09 60 puan ile 5.

Son 5 sezonun verileri bu şekilde. Takım sanki "sezon sonu 60 puan ile 5. olalım Uefa'ya katılalım, bu hedefle ligi bitirelim" dermişçesine bir istatistik yakalamış ki çok enteresan. Fakat Heerenveen uzun yıllardır sürdürmüş olduğu bu başarılı tablosunu 2009/10'da göremeyecek. Önce Uefa Avrupa Ligi'nde grubunu 3. tamamlayarak elenen takım, ligde 21 maçta 20 puan ile 13. sırada. Eredivisie'ye "ilk 6 dışındakileri at çöpe" gözüyle baktığım için, bu ligde 13. sırada bulunmak tamamen başarısızlık göstergesidir.

Diğer yandan bu sezon Heerenveen'i izleme fırsatı bulamamıştım. Yalnızca birkaç maçının özetini izlemiş, takımın eski halinden pek bir şey kalmadığı sinyalini almıştım. Dün ise Venlo deplasmanına çıkan, "kalpten kalbe akan" takımın ligdeki durumunu görme dışında bir de nasıl oynadıklarını izlemek istedim. Venlo sahasında kaybetmeyen, deplasmanda kazanamayan bir takım. Heerenveen düşüşte, ev-deplasman farketmeden sürekli puan kaybeden takım hüviyetinde. Derken maç başladı. Başladı başlamasına da yalnızca Venlo içindi o düdük sanırım. Heerenveen ilk golü 11'de, ikinciyi 14'te ve o da yetmezmiş gibi 3. golü 16. dakikada kalelerinde gördüler. Takımın hangi bölgesine bakarsanız bakın her bir yanı dökülüyor. Venlo gibi vasatın üzerine çıkamayacak bir takımdan 5 dakika içinde 3 adet gol yemek ne denli kara bulutların üzerilerinde olduğunun diğer bir açıklaması olsa gerek. 35'te buldukları penaltı golüyle maçı 3-1'e getirdiler ve zaten maç o şekilde sona erdi. Ne ben izlediğimden bir şey anladım, ne de Heerenveen taraftarları anlamıştır diye düşünüyorum. Dediğim gibi ne hücum organizasyonları var, ne orta saha çalışıyor, ne de defans dörtlüsünün aralarında bir uyum söz konusu. Bir sezonda bu kadar değişiklik göstermeleri hakikaten üzücü.

Bu takımı Türk futbol severler büyük ölçüde Uğur Yıldırım ile tanımışlardı. Uğur'un harika frikikleri ve Heerenveen... Sonrasında Afonso Alves ve akabinde Pranjic. Şu an kadrolarında hemen hemen yaşlı oyuncu yok ve gençlerin ağırlıklı olarak oluşturduğu bir kadroya sahipler. Acaba tecrübe eksikliği mi bu sezon buralarda gezinmelerine neden oldu bu takımın diye düşünmüyor değilim açıkçası. Ligden düşeceklerini düşünmüyorum, Eredivisie'den düşmesi gereken daha zayıf takımlar varken bu kalbi kırıklar ligde kalırlar. Fakat sezon sonu ilk 8'de görünmeleri de hayli güç gözüküyor. Orta sıralarda kendilerine yer bulup, bu sezonu unutmak isteyeceklerini sanıyorum. Yine de eski Heerenveen'i uzun bir süre göremeyeceğiz...

Hiç yorum yok:

Bunlar Da İlginizi Çekebilir